Depresyon

Depresyon

‘’ Depresyon nedir’’ sorusuna verdiği yanıtın hemen ilk cümlesinde ‘’ hormonal ve genetik bozukluklardan ‘’ söz eder bir doktor . Bozukluk, türkiye hekimleri ve araştırmacıları tarafından sıklıkla İngilizce ‘’Disorder’’ ve Fransızca ‘’trouble’’ karşılığı olarak kullanılmaktadır. Bozukluğun İngilizce ve Fransızca karşılığını aradığımızda ‘’Disorder’’ ve ‘’ Trouble’’ kelimeleri ile karşılaşamayız.  Ruhsal durumlar için kullanılan bozukluk kelimesinin işaret ettiği şey vücudun ve zihnin işlevlerindeki aksamalar, kesintiler, işlevselliksizlerdir.

 Depresyondan söz ederken hemen genetik ve hormonal bir bozukluktan söz etmek bir doktorun genel olarak ruhsal sorunlara ne kadar az hâkim olduğunun bir göstergesidir. Bu bir sosyal sağlık ve eğitim sorunudur. Genetik bozukluk deyişi depresyondaki birinde muhtemel tedavi olamayacağı, tedaviyle uğraşmaya değmeyeceği düşüncesini uyandıracaktır. Her bir hekim sağlık zorlukları içerisindeki insanların hassasiyetini hafife almamakla yükümlüdür.

‘’Depresyonun gelişmesinde genetik yatkınlığın rolü büyüktür ve akrabalar arasında genel nüfus ile karşılaştırıldığında 2 ile 5 kat daha fazla oranda görülür’’ gibi iddialar aslında bir takım istatistik, korelasyonel verilerin ilaç endüstrisinin çıkarları doğrultusunda yorumlanmasından başka bir şey değildir. Aynı verileri sosyal öğrenmeyle de açıklamak mümkündür. Depresyon hiçbir şekilde kalıtımsal değildir. Bir iki araştırmacının ikizler üzerinde yaptıkları araştırmayla iddia ettiği şey, anne babaları depresif olan çocukların depresyona yakalanma olasılıklarının arttığıdır.

 

Dünya sağlık örgütü Majör Depresyonu dünyada en yaygın hastalıklar arasına koymaktadır. Prematüre (yanı yaşlanma sonucu olmayan) ölümlerin ve işlevsiz konuma gelmelerin (maluliyetin) dördüncü nedeni olarak değerlendirmektedir. 2020 yılında depresyonun bu gibi hastalıklar sınıflandırmasında ikinci sırayı alacağı beklenmektedir. Epidemiyolojik bir araştırma (Sartorius ve al., 1996) anksiyete ve depresyonun birbiriyle ilişkili bir şekilde yaygınlığını göstermiştir. Klinik gözlemler genellikle bu iki rahatsızlığın üst üste bindiği doğrultusundadır. Değişik araştırmalara göre bir insanın hayatı boyunca depresyona yakalanma riski, kadınsa %10 ile % 25 arasında, erkekse %5 ile %12 arasındadır.

Depresyon bunca yaygın olmasına ve Amerikan Psikiyatri Derneği ve Dünya Sağlık Örgütü, depresyonun teşhisi için belirli kriterler koymalarına rağmen depresif patolojilerin sınıflandırması net değildir. Gündelik hayatta insanlar giderek moralim bozuk üzgünüm demek yerine depresyona girdim, depresyondayım demeyi tercih edebilmektedirler. Depresyon sıradan alelade bir ruh hali olarak değerlendirilebilmektedir. Dahası, herkesin el kitaplarında[1] bulabileceği sınıflandırmalar dönem dönem[2] değişmektedir. Genel kabul görmüş iki sınıflandırma vardır. İlki, DSM-III’ten hareketle depresyonu iki tipe ayrırır; A tipi endojen/psikotik depresyon, B tepkisel/nevrotik depresyon. Birinci tip depresyonun kendine özgü karakteristikleri olan özel klinik bir mahiyete sahip olsa da ikinci tip daha heterojen gözükmektedir.  İkincisi, depresyonu, unipolar (tek kutuplu) ve bipolar ( iki kutuplu) olarak sınıflandırmaktadır.

2013’te yayınlanan DSM-5’te depresif disorder 4 kategori içermektedir[3];

  • Majör depresif bozukluk
  • Süreğen/müzmin depresif bozukluk
  • Disforik[4] premenstrüel[5] bozukluk
  • Düzensizleşmiş öfkeli mizaç bozukluğu

DSM-4’ten önemli farklılıklar gösteren bu sınıflandırma tartışma konusudur. DSM-5’in normal durumları hastalık olarak göstermeye çalıştığı iddiaları vardır. Sonuç olarak sağlık alanında güvenilir bilgi alış verişini sağlamak, iletişimi kolaylaştırmak için hazırlanmış kılavuz kitaplarında bir takım ‘’bozuklukları’’  olabilir gibi görünmektedir.  Hem hekimlerin hem danışanların unutmaması gereken şey bir takım genel geçer teşhislerin ve sınıflandırmaların her bir danışanın biricikliğinin üstünde olmadığıdır.

Depresyondaki[6] kişilerde herkesin gözlemleyebileceği bir takım davranışa ilişkin durumlar vardır;

  • Keyifsizdir
  • Enerji ve aktivitesinde bir azalma vardır
  • Çok şeyden zevk almaz
  • Konsantre olmakta zorluk çeker
  • Şeylere ve çevresine ilgisi zayıflamıştır
  • Yorgundur
  • Uyku düzeni bozulmuştur
  • İştahsızdır
  • Yavaştır
  • negatifdir

Ve bunlara genellikle bir takım düşünce ve duygular eşlik ederler;

  • Kendini değersiz hissedir benlik saygısı düşüktür.
  • Kendine güveni yoktur
  • Olumsuz ve kötü yanlarına odaklanır
  • Keyfi çıkarsamalarda bulunur
  • ‘’Hiçbir şey yolunda gitmiyor’’ gibi aşırı genellemelerde bulunur.
  • Pireyi deve yapar
  • Başarılarını küçümser
  • Çevresini ona düşman hisseder
  • Kimsenin kendine yardım edemeyeceğine inanır
  • Kendini boşlukta hisseder
  • İntiharı düşünebilir

Bütün bu belirtileri şu veya bu oranda herkeste gözlemleyebiliriz fakat depresyonda bir anda ortaya çıkıp kaybolmazlar, süreğendirler, yoğundurlar ve depresyondaki kişinin sosyal ilişkilerini etkilerler ve onda bir takım psikosomatik bozukluklara yol açabilirler hatta depresyondaki kişiyi intihara sürükleyebilirler. Depresyon anlık üzüntü, keyifsizlik, acı, melankoli değildir. Bu sebeplerden depresyonun tedavisi önemlidir. Bilimsel olarak etkililiği (efikasitesi) ispatlanmış üç yolla tedavi edilebilir;

  • Kognitif davranışçı terapi
  • İlaçlar, antidepresörler
  • İnterpersonel psikoterapi

Kognitif davranışçı tedavi ile ilaç tedavisinin birlikte kullanılması en etkili tedavi yöntemidir.  Depresyon döngüsünü aşağıdaki şekilde görüntüleyebiliriz.



[1] Amerikan Psikiatri Derneğinin D.S.M’inde  ve Dünya Sağlık Örgütünün R.D.C’inde

[2] DSM I et II 1952,1968 yayınlandı, DSM-III 1980, DSM-III-R 1987, DSM-IV ve DSM-IV-TR 1994-2000, DSM-V 2013

[3] Bu bizim gündelik olarak depresyon dediğimiz şeyin sınıflandırması değildir.

[4] Yunanca dysphorostan geliyor. Dayanılması zor anlamında.

[5] Adet öncesi demek

[6] Burada sözünü ettiğimiz depresyon gündelik dilde kullandığımız anlamdadır; nevrotik, tek uçlu depresyondur. Bilişsel davranışçı depresyon kavrayışından, CIM 10 kriterlerinden yararlanılarak anlatılmıştır.

  
2345 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın