Niye Adanma ve Kabul Terapisi demeliyiz?
Türkçe uzun zamandan beri bir yıkım yaşıyor. Her kelimenin her anlama geldiği, Türkçeleştirme ya da Osmanlıcalaştırma telaşı içinde ne için ne diyemeyeceğimiz bilemez hale geldik. Bir yandan sütlü kahveye, Kafe Latte demekten çekinmezken öte yandan bilimsel terminolojiyi yani dünyanın birçok dilinde ve ülkesinde aynı benzer şekilde yazılan ve telaffuz edilen terimleri öz Türkçeleştirme gayreti içindeyiz. Kemiği olmayan dil, insanlara her zaman sorun üretir. Kimlik ve özdeşlik sorunumuz öylesine çetrefil ki işin içinden çıkamaz haldeyiz. Bu Türkçeleştirme ve anlamsızlaştırma gayretine «çeviri profesörleri» diye adlandırdığımız, yabancı dil yeteneğinin düşük olduğu bir ülkede kim nerden bilecek rahatlığıyla özgün herhangi bir çalışması, gayreti bulunmayan çevirdikleri kitaplara referans vermeden sanki kendi özgün eserleriymiş gibi sunan profesörlerin katkıları büyüktür. Kendilerinin de pek anlayamadığı konuları daha da anlaşılmaz kılmak sıradan insanlardan farklı özgün bir şey söylemek gayretiyle yanlış anlamalara ve anlamsızlaştırmalara yol açıyorlar.
Diyalektik yerine eytişim demek ne kadar anlamlı? Kognisyon, kognitif yerine biliş, bilişsel demek ne kadar anlamlı, ne işe yarar? Bizi dünyaya yakınlaştırır mı, uzaklaştırır mı?
ACT: Acceptance and Committent Therapy, Türkçeye, «Kabul ve Kararlılık Terapisi, KKT», «Gönüllülük-Kabullenme ve Kararlılık Terapisi:GKKT», «Kabullenme ve Girişme Terapisi; KGT» olarak çevrilmektedir. « Act », İş, fiil, eylem, amel anlamlarına gelmektedir. Türkçede « akit», « akt», olarak kullanılan sözcük, İngilizce « Act »ta en yakın bulduğumuz sözcüktür. «Acceptance», kabul ya da kabullenme olarak çevrilebilir. Kabulün daha işe yarar olduğunu düşünüyoruz fakat « Committent » sözcüğünün kararlılık olarak çevrilmesini, « karar » gibi katı ve bir katılığa, darlığa çağrışım yapan bir kelimenin kullanılmasını, ACT’nın , dünyayı ve terapiyi kavrayışına aykırı buluyoruz. Committent girişme olarak çevrilebilirdi ama girişme de kavgayı, mücadeleyi çağrıştırıyor. Bu sembolik anlamın yine ACT’nin ruhuna ters olduğunu düşünüyoruz. Biz, Committent’in adanma, adanmışlık olarak çevirisini Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur’dan duyduk ve Hayes’in yaklaşımına tamamıyla uygun bulduk. AKT diyebilmek için kelimelerin sırasını değiştirdik. Bizce Act, karardan çok eyleme geçme, akt alma ile ilgilidir.
Hayat, kararlarımıza aldırmaz, evdeki hesap çarşıya uymaz. AKT, hayatla yaptığımız değişime açık bir sözleşmedir. Akt, şimdi ve burda değerlerimiz doğrultusunda eyleme geçmedir.