Kognitif Davranışçı Terapi...

Bilişsel Davranışçı Terapi...

                  ‘’Hayatının gidişini değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir.’’      

                                                                                     William Shakespeare

                                                                                                                                                       

Tarih boyunca düşünürler evren, varlık, hiçlik, insan, erdem, oluş, varoluş, vb. üzerine bir çok görüş ortaya koydular. Bilimsel gelişme insanı varsayımsal bir düzeyde anlama çabası yerine test edilebilir, sınanabilir hipotezlerle anlama çabasını getirdi. Kognitif ya da bilişsel davranışçı terapi, insan psikolojisi üzerine yapılan bilimsel araştırmalara, teorilere ve modellere dayanır.  Davranışçı tedavilerle kognitif tedavinin birliğinden oluşan bilişsel davranışçı terapi, klinik araştırma ve uygulama alanlarında bir çok ülkede en yaygın olarak kullanılan psikoterapi türüdür.

 

 Kognitif davranışçı yaklaşım ezeli ve ebedi, farazi bir insan anlayışını kabul etmez. Kişinin iç ve diş dünyasında cereyan eden olayları algılayışının ve duygulanışının, yaşantılarına, deneyimlerine, çevresinden öğrendiklerine, bilinçli olarak farkında olduğu ve farkında olmadığı düşüncelerine bağlı olduğunu iddia eder. Bu yüzden kognitif davranışçı terapi, temelini oluşturan belirli ilkelere dayansa dahi tedavi kişiye özeldir. Kişinin bireysel özelliklerini ve gereksinmelerini dikkate alır. Tedavi anlayışının ana ilkeleri danışanın yaşadığı zorlukları bilimsel teorilere göre anlamak, tedaviyi planlamak, danışanla işbirliği içerisinde sorununu çözmeye yöneliktir. Danışanın, düşünme tarzını anlamasını, düşüncesindeki bilişsel çarpıtmaları görebilmesi, bugüne değin sorunlarıyla başa çıkmak için kullandığı işlevsel olmayan başa çıkma yöntemleri yerine işleyen başa çıkma becerileri kazanmasını sağlamak ve olumsuz düşüncelerini ve uyumsuz davranışlarını gerçekliğine uygun düşüncelerle, davranışlarla değiştirme bu terapinin ilk hedefidir. Bundan dolayı danışan-terapist işbirliği ve danışanın tedaviye aktif katılımı bu tedavi sürecinde çok önemlidir.

 

 Bilişsel davranışçı tedavi hem davranışların değişimini hem bilişlerin değişimi yani danışanın inanışlarının değişimini hedefler. Düşüncelerle duygular arasındaki güçlü bağlantılar, tedavide danışanın katılaşmış olabilecek otomatik düşüncelerini esnetmek, alternatiflerle düşünme, bir bilim adamı gibi düşünme alışkanlığını aşılamak için de bir yoldur. Bilişsel davranışçı terapi sadece bozuklukları ve sorunları çözmekte değil yönlendirici ve önleyici olarak da kullanabilir. 

Çocuklar ve ergenler, yetişkinler gibi bilişsel davranışçı tedaviden yaralanabilirler. Gelişim psikolojisi ve öğrenme teorilerinden hareketle, çocuğun ve ergenin yetişkinlerden özgün farklılıklarını öne çıkaran bilişsel davranışçı terapinin geliştirdiği tekniklerin etkililiği ispatlanmıştır.

Kişilik bozuklukları söz konusu değilse yıllarca süren bir psikoterapi değildir. Ekonomiktir. Birçok durumda ilaç tedavisi ile birlikte yürütülebilir. İlaç tedavisi kadar veya ilaç tedavisinden daha etkili olduğu alanlar vardır. Danışanı kısa sürede işlevsel hale getirerek yaşam kalitesinde hemen iyileşme sağlar. 

Bilişsel davranışçı terapinin başlıca etkili olduğu alanlar şunlardır;

  • Depresyon
  • Panik atak
  • Obsesif kompulsif bozukluk
  • Travma sonrası stres bozukluğu
  • Yaygın anksiyete bozukluğu
  • Fobiler
  • Yas reaksiyonları
  • Toplumsal beceri eksikliği
  • Yeme bozuklukları
  • Cinsel işlev bozuklukları
  • Çift tedavileri ve aile terapileri

Kişilik bozukluklarında kognitif davranışçı terapi uygulanabilmektedir ancak danışanın işbirliğinin sağlanamadığı akut psikotik durumlarda, manide ve ağır depresyon durumlarında kullanılamamaktadır.

  
1904 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın